Tasavvuf
Tasavvuf nedir nasıl anlaşılmalı
TASAVVUF
Tasavvuf, kalbi saf yapmak, kötü huylardan
temizlemek ve iyi huylarla doldurmak demektir. Tasavvuf hâl işi olduğu
için, yaşayan bilir, tarif ile anlaşılmaz.
Tasavvuf ilmi, kalb ile yapılması ve sakınılması
gereken şeyleri ve kalbin, ruhun temizlenmesi yollarını öğretir. Buna
(Ahlak ilmi) de denir.
Tasavvuf ehli, kendi derecesine göre, tasavvufu tarif etmiştir. Birkaçı şöyle:
Tasavvuf, dinin emirlerine uyup, yasaklarından kaçarak kalbi kötü huylardan temizleyip, iyi huylarla doldurmak demektir.
Tasavvuf, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid'atlerden kaçmaktır.
Tasavvuf, nefsin iman ve itaat etmesi, bütün
ibadetlerin ve bütün hayırlı işlerin hakiki ve kusursuz olmasıdır.
Allahü teâlânın lütuf ve ihsanı ile daha yükseklere çıkanlar da olur.
Tasavvuf, fâni olan her şeyden yüz çevirip, baki olana bağlanmaktır.
Tasavvuf, İslam ahlakı ile süslenmektir.
Tasavvuf, ölmeden önce ölmektir.
Tasavvuf, baştan başa edeptir, tamamen edepten ibarettir.
Tasavvuf, kadere rızadır.
Tasavvuf, Hak teâlâya inkıyaddır, kayıtsız şartsız teslimiyettir.
Tasavvuf, emeli bırakıp amele devam etmektir.
Tasavvuf, kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmaktır.
Tasavvuf, namaz, oruç ve geceleri ibadet etmek
demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf,
insanları incitmemektir. Bunu yapan, vasıl olmuş, yani maksada
kavuşmuştur.
Tasavvuf, insanı, ibadetlerde gereken ihlasa ve
insanlara karşı gereken güzel ahlaka kavuşturan yoldur. İnsana bu yolu
mürşid-i kâmil öğretir.
Tasavvuf, her sözünde, her işinde, dine yapışmaktır.
Tasavvuf, ızdırap çekmektir. Sükun ve
rahatlıkta, tasavvuf olmaz. Yani, aşıkın maşuku aramaya çalışması,
maşuktan başkası ile rahat etmemesi gerekir.
Tasavvuf, Resulullahın mübarek kalbinden çıkıp, evliyanın kalblerine gelen bilgilerdir.
Tasavvuf, kendi nefsinin ayıplarını,
kusurlarını anlamaktır ve dine uymakta kolaylık ve lezzet hasıl olmaktır
ve gizli olan şirkten, küfürden kurtulmaktır.
Tasavvuf, herkese merhametli olmak ve ruhsat olan ameli terk etmektir.
Tasavvuf, Allahü teâlâyı, görür gibi ibadet etmektir. Hadis-i şerifde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâyı görür gibi ibadet et! Sen Onu görmüyorsan da, O seni görüyor.) [Buhari]
Sufiler, Kur`an-ı Kerimin çeşitli ayetlerine dayanarak, insan nefsinin altı mertebesinin olduğunu ileri sürmüşler ve kendilerinden de yedincisi diye nefs-i kâmileyi ilave ederek yedi mertebeye çıkarmışlardır.
1- Nefs-i Emmâre: Allah`ın emirlerine uymayan, yasaklarını çekinmeden yapan ve zevkine tabi olan nefistir.
2- Nefs-i Levvâme: Allah`ın emirlerine bazen
uyan, bazen uymayan, işlediği günahlardan dolayı üzülen ve sevaplardan
dolayı sevinen nefistir.
3- Nefs-i Mülheme: Mümkün mertebe Allah`ın emir ve yasaklarına uyan nefistir.
4- Nefs-i Mutmainne: İmân esaslarına inanan,
İslâm`ın emir ve yasaklarına uyan, bu konularda hiç bir şüphe ve
tereddüdü olmayan, neticede Allah ile manevî bir bağ kuran ve bunun
lezzetine ulaşan nefistir.
5- Nefs-i Radiye: Her yönüyle Hakk`a yönelen, Allah`tan gâfil olmama şuuruna eren ve O`ndan razı olan nefistir.
6- Nefs-i Mardiyye: Bütün benliği ile Hakk`a
teslim olan ve böylece Allah`ın kendisinden razı olduğu nefistir
(Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur`an Dili, İstanbul 1970, VIII, 5817).
7- Nefs-i Kâmile: Bütün kötülüklerden sıyrılıp
manevi olgunluğa eren nefis. Bu mertebeye erişen bir kişinin bütün
sıfatları güzeldir ve her hali ibadet sayılır
(Süleyman Uludağ, Kuşeyri Risalesi tercümesi, s. 222, 277, 290).
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen eleştiri, yorumlarınızı iletin. Saygılar!